20 Mayıs 2014 Salı

Okul Gözlemi

OKUL GÖZLEMİ

Girne Amerikan Koleji 26 Mart 2014 tarihinde Çarşamba günü okul gözlemi yaptım. Okul gözlemi boyunca okulun birçok eksikliklerini ve artılarını gördüm.
İlk olarak okulun girişlerinden başlamak istiyorum. GAÜ kolejinin dört girişi var. Girişlerde nöbetçi öğrenci veya güvenlik bulunmuyordu. Küçük bir çocuk okuldan çıkıp gitse kimse farkında olmayacak. O çocuğa dışarıda bir zarar gelse okulun kendisini savunabileceği hiçbir güvenlik önlemi alınmamış.
Okulun kapılarından geçtikten sonra kişinin nereye geldiğini belirten bir tabela (GİRNE AMERİKAN KOLEJİ) bulunmuyor.
Gözüme çarpan bir diğer konu ise, okulu çevreleyen taş duvarlar oldu. Taş duvarlara okulun dışından bakınca kaliteli görünüyor ve göze güzel hitap ediyor. Fakat dikkatli bakınca o taş duvarların yanında birinci, ikinci ve üçüncü sınıf öğrencilerinin koşturup oyun oynadıklarını gördüm ve bu da çocuklar için çok tehlikeli. Taş duvarların arkasına biraz daha esnek olan teller yerleştirilse öğrenciler için daha az tehlike içeren bir yere dönüşebilir.
Girne Amerikan Kolejinin bahçesine baktığımda yere serili yapay çim gözüme çarptı. Bu, görünüş açısından okulu daha güzel gösteriyor. Yeşil rengi insana huzur verir ve ortamda daha rahat kalmasını sağlar. Öğrencilerin takılıp düşme durumunda, taş zemine göre biraz daha koruyucudur fakat o yapay çimin üzerinde çakıl taşları bulunuyor. Öğrenciler bu çimde yatıyorlar, oynuyorlar. Bu yüzden çakıl taşlarının düzenli olarak temizlenmesi gerekiyor.
Bahçede gezerken daha çok arka tarafta çöp kutuları dikkatimi çekti. Gerçekten çok fazla çöp kutusu koyulmuş. Çevreye karşı duyarlılık kazandıracak bir çalışma ve bunun öğrencilere temizliği aşılayacağına inanıyorum.
Çöp kutularına bakarken yorulduğumu hissettim ve bir yerde oturdum. Öğrencileri gözlüyordum. Öğrenciler on dakikalık araya çıkmışlardı. Bahçede piknik masası tarzı ve iki üç kişinin oturabileceği banklar bulunuyor. Piknik masasında öğrencilerin daha rahat ve olumlu iletişim kurabildiklerini gördüm. Az olan piknik masalarını biraz daha artırabilirsek öğrencilerin iletişim düzeylerini bir kademe daha artırabiliriz.
Arka bahçede kantin bulunuyor. Kantinin görüntüsü beni çok rahatsız etti. Kantin çalışanları parmaklıkların ardında, öğrenciler küçük bir aradan ellerini uzatıp para veriyor ve para üstlerini geri alıyorlar.
Okulun bahçesinin büyüklüğü, mevcut öğrenci sayısına göre yeterli görülüyor. Okul bahçesinde bir halı saha, bir oyun parkı, iki basketbol potası vardır. Yani öğrencilerin keyifli vakit geçirebileceği birçok imkâna sahiptir. Fakat şöyle bir durum var; basketbol potaları karşı karşıya değil. Karşılıklı olmaması öğrencilerdeki mücadele duygusunu azaltılacaktır. Ki sınıf gözlemi yaparken fark ettiğim bir şey de öğrencilerin hırs yönünden eksik olduklarıydı.
Bahçede Atatürk büstünün arkasında üç tane bayrak direği bulunuyor. Fakat hiç birinin üstünde bayrak asılmamış.
Okulun içine girince ise ilk önümüze gelen bölüm resepsiyondur. Resepsiyonda çok kalifiyeli bir elaman çalışıyor. Yaşına göre oldukça enerjik, her yere yetişebilen, güler yüzlü, iletişimi oldukça iyi olan bir bayan. Kısacası resepsiyona gelince insan kendisini evine gelmiş gibi hissediyor.
Resepsiyondan çıktıktan sonra karşımıza iki adet akvaryum çıkıyor. Bu akvaryumların küçük yaştaki öğrencilere hayvan sevgisini aşılamakta iyi bir başlangıç olabileceğini düşünüyorum.
Okulun merkezinin; yani resepsiyonun yanı, akvaryumların karşısı, merdivenin olduğu yer baya karanlık ve ışıklandırılması çok kötü. Birey oradan geçerken kendini boşluğa düşmüş gibi hissediyor.
Yaş olarak küçük öğrencilerin birinci sınıf, ana sınıfı vs. dersliklerinin birinci kat olması onlar için çok iyi olmuş. Çünkü merdiven çıkmak ya da inmek zorunda değiller. Bu da onları düşme ve yaralanmalara karşı koruyor. Eğer bu çocuklar neden düşer derseniz şöyle açıklayabilirim; motor kasları tam olarak gelişmediği için kollarına bacakların çok hâkim olmazlar.
Birinci sınıf öğrencilerinin koridoru çok güzel. Çantalarını asmak için askılıklar yapılmış. Bu da sınıftaki düzeni koruyor. Bir dikkatimi çeken husus ise birinci sınıfın koridorunda muazzam tablo, pano, resim, el işi gibi görsele hitap eden objeler var. Okulu gözlemlerken en keyif aldığım yer olduğunu söyleyebilirim.

Okulun en büyük sorunu ise kütüphanenin olmamasıdır. Küçük bir okuma odası yapılmış ve bırakılmış.