ÖĞRETİM İLKE VE
YÖNTEMLERİ
1. Etkin Katılım (Aktivite - İş - Yaparak Yaşayarak
Öğrenme)
Bir öğrenci öğrenme sürecinde ne kadar çok duyu
organını kullanırsa öğrenmeler o kadar kalıcı ve etkili olur. Kullanılacak
etkinliklerin özellikle ''yaparak yaşayarak öğrenme'' temelli olması gerektiği
sonucuna ulaşabiliriz. Etkin katılımın temel alındığı sınıflarda demokrasinin
de uygulandığını görmekteyiz.
Örnek: Öğrencilerin birbirlerine soru sormalarına ve
birbirlerini eleştirmelerine fırsat vermek.
Öğretmenlerin sözel uyarıları ve dışsal güdülenme, öğrencilerin katılımını
artırmada yeterince etkili değildir. Öğrenciler sürece ilgi ve isteklerinin
artmasıyla katıldıkları için etkin takılımın yükselmesi öğrencilerin öğrenme
sürecine daha fazla duyu organı ile katılmasıyla gerçekleşir.
2. Öğrenciye Görelik (Düzeye Uygunluk - Hazır
bulunuşluk - Öğretimi Bireyselleştirme)
Bireysel farklılıkları dikkate almak, öğrencilerin
işlenilen konuya ilişkin sahip olduğu bilgileri belirlemesi, öğrencilerinin
cinsiyetlerine göre onlara ödül verilmesi, öğrenme sürecinde farklı teknik ve
araçlardan yararlanması öğrenciye
görelik (düzeye uygunluk) ilkesiyle açıklanır.
Örnek: Bir annenin tüm çocuklarının farklı damak
tatlarının olduğunu dikkate alması gibi.
3. Yaşama Yakınlık (Hayatilik)
Hayatilik ilkesi içerikte ve öğrenme sürecinde öğrenciye
verilen bilgilerin öğrencinin günlük yaşamda kullanabileceği özellikte olması
hayatilik ilkesiyle doğrudan ilişkilidir.
Örnek: Yenilenen eğitim programlarında çağdaş
yaklaşımların benimsenmesiyle birlikte öğretim sürecinde öğrencilere evrensel
bilgilerin öğretilmesinden çok onların kullanılabilir bilgiler edinmleri önem
kazanmıştır.
4. Somuttan Soyuta
Piaget, bireylerin gördüklerini ve dokunabildiklerini
daha kolay öğrendiğini vurgulamış, öğretmenlerimizde bu bilgi doğrultusunda
soyut özellik gösteren sayıları somut yaşantılarla ve sayacağımız nesnelere dokunmamızı
sağlayarak gerçekleştirmiştir.
Örnek: İlkokul birinci sınıf öğrencilerine '' Birbirinizin
kalbini kırmayın.'' şeklinde öğütler veren bir öğretmenin onların bunu
anlayamayacağını dikkate alarak onlara, daha somut örnekler içeren çizgi
filmler izletmesi daha
etkili bir yol kat etmesine sebep olmuştur.
Örnek: Fatma Öğretmen ilkokul birinci sınıftaki
öğrencilerinde ''matematik' dersinde küre şeklini öğretebilmek için onlara
nohut, bilye gibi örnekler vermiştir.
5. Bilinenden Bilinmeyene
Bu ilke bize yeni öğrenmelerin, eski öğrenmelerle
ilişkilendirilmesiyle olduğunu göstermektedir.
Örnek: Öğretmen ilk önce sayıları öğretir. Sayıları
öğrettikten sonra ise bunların nasıl toplandığını göstermesi.
6. Yakında Uzağa
Yakından uzağa yöntemini kullanan bir öğretmenin
öncelikle zaman, yer ve yaşayış unsurlarını dikkate aldığı söylenebilir.
Örnek: Artvinli bir öğrenciye ilk önce Artvin'in
anlatılması ardından Doğu Karadeniz bölgesinin anlatılması daha sonrada tüm
Türkiye'nin anlatılması.
7. Ekonomiklik
''Bir taşla iki kuş vurmak'' yani zamandan, enerjiden,
emekten tasarruf etmek anlamına gelir.
Örnek: Bir öğretmenin ders planı yaparak zamandan ve
emekten tasarruf sağlaması.
8. Açıklık (Ayanilik)
Öğrencilere bilgilerin aktarılması sürecinde kullanılan
dilin sade olması açıklığı sağlar.
Örnek: Biyoloji dersinde içerikle ilgili konu ve
kavramları aktarırken öğretmenin çok sayıda bilimsel sözcük kullanmaktan
kaçınması ve genellikle örneklerden yararlanması.