14 Aralık 2014 Pazar

ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ

ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ
1. Etkin Katılım (Aktivite - İş - Yaparak Yaşayarak Öğrenme)
            Bir öğrenci öğrenme sürecinde ne kadar çok duyu organını kullanırsa öğrenmeler o kadar kalıcı ve etkili olur. Kullanılacak etkinliklerin özellikle ''yaparak yaşayarak öğrenme'' temelli olması gerektiği sonucuna ulaşabiliriz. Etkin katılımın temel alındığı sınıflarda demokrasinin de uygulandığını görmekteyiz.
Örnek: Öğrencilerin birbirlerine soru sormalarına ve birbirlerini eleştirmelerine fırsat vermek.
            Öğretmenlerin sözel uyarıları  ve dışsal güdülenme, öğrencilerin katılımını artırmada yeterince etkili değildir. Öğrenciler sürece ilgi ve isteklerinin artmasıyla katıldıkları için etkin takılımın yükselmesi öğrencilerin öğrenme sürecine daha fazla duyu organı ile katılmasıyla gerçekleşir.
2. Öğrenciye Görelik (Düzeye Uygunluk - Hazır bulunuşluk - Öğretimi Bireyselleştirme)
            Bireysel farklılıkları dikkate almak, öğrencilerin işlenilen konuya ilişkin sahip olduğu bilgileri belirlemesi, öğrencilerinin cinsiyetlerine göre onlara ödül verilmesi, öğrenme sürecinde farklı teknik ve araçlardan yararlanması  öğrenciye görelik (düzeye uygunluk) ilkesiyle açıklanır.
Örnek: Bir annenin tüm çocuklarının farklı damak tatlarının olduğunu dikkate alması gibi.
3. Yaşama Yakınlık (Hayatilik)
            Hayatilik ilkesi içerikte ve öğrenme sürecinde öğrenciye verilen bilgilerin öğrencinin günlük yaşamda kullanabileceği özellikte olması hayatilik ilkesiyle doğrudan ilişkilidir.
Örnek: Yenilenen eğitim programlarında çağdaş yaklaşımların benimsenmesiyle birlikte öğretim sürecinde öğrencilere evrensel bilgilerin öğretilmesinden çok onların kullanılabilir bilgiler edinmleri önem kazanmıştır.
4. Somuttan Soyuta
            Piaget, bireylerin gördüklerini ve dokunabildiklerini daha kolay öğrendiğini vurgulamış, öğretmenlerimizde bu bilgi doğrultusunda soyut özellik gösteren sayıları somut yaşantılarla  ve sayacağımız nesnelere dokunmamızı sağlayarak gerçekleştirmiştir.
Örnek: İlkokul birinci sınıf öğrencilerine '' Birbirinizin kalbini kırmayın.'' şeklinde öğütler veren bir öğretmenin onların bunu anlayamayacağını dikkate alarak onlara, daha somut örnekler içeren çizgi filmler izletmesi daha
etkili bir yol kat etmesine sebep olmuştur.
Örnek: Fatma Öğretmen ilkokul birinci sınıftaki öğrencilerinde ''matematik' dersinde küre şeklini öğretebilmek için onlara nohut, bilye gibi örnekler vermiştir.
5. Bilinenden Bilinmeyene
            Bu ilke bize yeni öğrenmelerin, eski öğrenmelerle ilişkilendirilmesiyle olduğunu göstermektedir.
Örnek: Öğretmen ilk önce sayıları öğretir. Sayıları öğrettikten sonra ise bunların nasıl toplandığını göstermesi.
6. Yakında Uzağa
            Yakından uzağa yöntemini kullanan bir öğretmenin öncelikle zaman, yer ve yaşayış unsurlarını dikkate aldığı söylenebilir.
Örnek: Artvinli bir öğrenciye ilk önce Artvin'in anlatılması ardından Doğu Karadeniz bölgesinin anlatılması daha sonrada tüm Türkiye'nin anlatılması.
7. Ekonomiklik
            ''Bir taşla iki kuş vurmak'' yani zamandan, enerjiden, emekten tasarruf etmek anlamına gelir.
Örnek: Bir öğretmenin ders planı yaparak zamandan ve emekten tasarruf sağlaması.
8. Açıklık (Ayanilik)
            Öğrencilere bilgilerin aktarılması sürecinde kullanılan dilin sade olması açıklığı sağlar.

Örnek: Biyoloji dersinde içerikle ilgili konu ve kavramları aktarırken öğretmenin çok sayıda bilimsel sözcük kullanmaktan kaçınması ve genellikle örneklerden yararlanması.