19 Haziran 2013 Çarşamba

Topografik Kuram


Topografik Kuram

Bilinç: Bilinç, bireyin farkında olduğu yaşantıları içeren düzeydir. Bireyin çevresinden ya da kendisinden gelen
uyaranların farkında olduğu, tanıdığı, algıladığı yaşantılar bilinç düzeyinde yaşanır. Bireyler, bu yaşantılara ilişkin bilinçliliğini davranışlarıyla çevrelerine ifade ederler.
Örnek: Şu anda farkında olduğumuz anılar, duygular ve düşünceler bilinçli bir şekilde yaşanılır ve diğer insanlarla paylaşılabilir.

Bilinç öncesi: Bilinç öncesi, şu anda bilincinde olunmayan ancak, biraz düşünüldüğünde ve dikkat gösterildiğinde hatırlanarak bilinç düzeyine getirilebilen, zihinsel olayları ve yaşantıları içeren düzeydir. Bilinç öncesi düzeydeki yaşantılar çok kolay bir şekilde hatırlanamazlar. Bu yaşantılar, üzerinde düşünüldüğünde güçlükle bilinçte hatırlanabilir.
Örnek: Şu anda üniversite sınavına girdiğiniz günün detaylarını hatırlayamayabilirsiniz. Çünkü bu
yaşantı bilinç öncesi düzeyinizdedir. Fakat biraz çaba harcadığınızda, düşündüğünüzde (belki de bu örneği okurken) üniversite sınavına girdiğiniz o güne ilişkin çoğu detayları hatırlayabilirsiniz.
Böylece, bilinç öncesindeki geçmiş bir yaşantınız bilincinize gelerek yaşanır. Yine, çok eski yıllarda tanıdığınız bir kişiyle karşılaştığınızda hemen onun ismini hatırlayamayabilirsiniz. Onun ismi dilinizin ucundadır, ancak bir türlü çıkartamazsınız. Biraz düşündükten ve o günler üzerine yoğunlaştıktan sonra, onun ismini bilinç öncesinden bilince getirerek hatırlayabilirsiniz.

Bilinçdışı: Bilinçdışı, bireyin farkında olmadığı arzuları, istekleri, dürtüleri, düşünceleri, duyguları ve yaşantıları
içeren düzeydir. Bilinçdışında varolan bu zihinsel durumlar ve yaşantılar, çeşitli biçimlerde bilinçdışına depolanmışlardır.
Örnek: Bazı geçmiş yaşantılar, zaman içinde unutularak bilinçdışına atılmıştır. Bazı yaşantılarsa toplumsal, dinsel, ahlaki nedenlerle bilinçte bırakılmamış, baskı ya da sansür mekanizması yoluyla bilinçdışına atılmıştır. Yine, toplumun hoş karşılamadığı, yasakladığı arzuların, isteklerin, dürtülerin de bilince çıkarak doyum bulmasına izin verilmemekte ya da bastırılarak bilinçdışında tutulmaktadır.
Bilinçdışında varolan zihinsel durumlar yaşantılar, hiçbir zaman kaybolmazlar, enerjilerini yitirmezler, bilinçdışında etkin kalarak sürekli bireyin davranışlarını etkilerler. Ancak, bireyler bu etkinin farkında değildirler. Dolayısıyla; bilinç, bilinç öncesi ve bilinçdışı sürekli bir etkileşim içerisindedir. Örneğin, bazen bireyler bilinçdışındaki yaşantılarının etkisiyle nedenini bilmediği, farkında olmadığı davranışlar sergileyebilirler. Bilinçdışında varolan zihinsel durumlar ve yaşantılar; hipnoz ve çeşitli ruh hastalıklarında baskı ya da sansür mekanizmasının etkisinin azalmasıyla bilince çıkabilirler. Yine, uzmanlık gerektiren özel yöntemlerle, bireylerin bilinçdışı yaşantıları, bilince getirilerek bireyin davranışı anlaşılmaya çalışılır. Freud’a göre, bireyin kişiliğini tamamen anlamak için, onun bilinçdışında ne olduğunun açığa çıkarılmasına ve ipuçlarının (rüyalar, fanteziler ve dil sürçmeleri) yorumlanmasına ihtiyaç vardır.

Freud’un topografik kuramı; kendisinin yapısal kişilik kuramını geliştirmesiyle kişiliği açıklamada önemini kaybetmiştir. Ancak, zihinsel süreçlerin niteliğini belirlemede önemli açıklamalar içermektedir. Topografik kuram, günümüzde bireylerin gerçekleştirdikleri zihinsel işlemlerin ve etkinliklerin farkında olup olmadıklarının belirlenmesinde geçerliliğini sürdürmektedir.