Topografik Kuram
Bilinç: Bilinç, bireyin farkında
olduğu yaşantıları içeren düzeydir. Bireyin çevresinden ya da kendisinden gelen
uyaranların farkında olduğu, tanıdığı, algıladığı yaşantılar bilinç düzeyinde
yaşanır. Bireyler, bu yaşantılara ilişkin bilinçliliğini davranışlarıyla çevrelerine
ifade ederler.
Örnek: Şu anda farkında olduğumuz anılar,
duygular ve düşünceler bilinçli bir şekilde yaşanılır ve diğer insanlarla
paylaşılabilir.
Bilinç öncesi: Bilinç öncesi, şu
anda bilincinde olunmayan ancak, biraz düşünüldüğünde ve dikkat gösterildiğinde
hatırlanarak bilinç düzeyine getirilebilen, zihinsel olayları ve yaşantıları
içeren düzeydir. Bilinç öncesi düzeydeki yaşantılar çok kolay bir şekilde
hatırlanamazlar. Bu yaşantılar, üzerinde düşünüldüğünde güçlükle bilinçte
hatırlanabilir.
Örnek: Şu anda üniversite sınavına girdiğiniz
günün detaylarını hatırlayamayabilirsiniz. Çünkü bu
yaşantı bilinç öncesi düzeyinizdedir. Fakat biraz çaba harcadığınızda, düşündüğünüzde (belki de bu örneği okurken) üniversite sınavına girdiğiniz o güne ilişkin çoğu detayları hatırlayabilirsiniz.
yaşantı bilinç öncesi düzeyinizdedir. Fakat biraz çaba harcadığınızda, düşündüğünüzde (belki de bu örneği okurken) üniversite sınavına girdiğiniz o güne ilişkin çoğu detayları hatırlayabilirsiniz.
Böylece, bilinç öncesindeki geçmiş bir yaşantınız
bilincinize gelerek yaşanır. Yine, çok eski yıllarda tanıdığınız bir kişiyle
karşılaştığınızda hemen onun ismini hatırlayamayabilirsiniz. Onun ismi
dilinizin ucundadır, ancak bir türlü çıkartamazsınız. Biraz düşündükten ve o
günler üzerine yoğunlaştıktan sonra, onun ismini bilinç öncesinden bilince
getirerek hatırlayabilirsiniz.
Bilinçdışı: Bilinçdışı, bireyin
farkında olmadığı arzuları, istekleri, dürtüleri, düşünceleri, duyguları ve
yaşantıları
içeren düzeydir. Bilinçdışında varolan bu zihinsel durumlar ve
yaşantılar, çeşitli biçimlerde bilinçdışına depolanmışlardır.
Örnek: Bazı geçmiş yaşantılar, zaman içinde
unutularak bilinçdışına atılmıştır. Bazı yaşantılarsa toplumsal, dinsel, ahlaki
nedenlerle bilinçte bırakılmamış, baskı ya da sansür mekanizması yoluyla
bilinçdışına atılmıştır. Yine, toplumun hoş karşılamadığı, yasakladığı
arzuların, isteklerin, dürtülerin de bilince çıkarak doyum bulmasına izin
verilmemekte ya da bastırılarak bilinçdışında tutulmaktadır.
Bilinçdışında varolan zihinsel durumlar yaşantılar,
hiçbir zaman kaybolmazlar, enerjilerini yitirmezler, bilinçdışında etkin
kalarak sürekli bireyin davranışlarını etkilerler. Ancak, bireyler bu etkinin
farkında değildirler. Dolayısıyla; bilinç, bilinç öncesi ve bilinçdışı sürekli
bir etkileşim içerisindedir. Örneğin, bazen bireyler bilinçdışındaki
yaşantılarının etkisiyle nedenini bilmediği, farkında olmadığı davranışlar
sergileyebilirler. Bilinçdışında varolan zihinsel durumlar ve yaşantılar;
hipnoz ve çeşitli ruh hastalıklarında baskı ya da sansür mekanizmasının
etkisinin azalmasıyla bilince çıkabilirler. Yine, uzmanlık gerektiren özel
yöntemlerle, bireylerin bilinçdışı yaşantıları, bilince getirilerek bireyin
davranışı anlaşılmaya çalışılır. Freud’a göre, bireyin kişiliğini tamamen
anlamak için, onun bilinçdışında ne olduğunun açığa çıkarılmasına ve
ipuçlarının (rüyalar, fanteziler ve dil sürçmeleri) yorumlanmasına ihtiyaç
vardır.
Freud’un topografik kuramı; kendisinin yapısal
kişilik kuramını geliştirmesiyle kişiliği açıklamada önemini kaybetmiştir.
Ancak, zihinsel süreçlerin niteliğini belirlemede önemli açıklamalar içermektedir.
Topografik kuram, günümüzde bireylerin gerçekleştirdikleri zihinsel işlemlerin
ve etkinliklerin farkında olup olmadıklarının belirlenmesinde geçerliliğini
sürdürmektedir.