7 Şubat 2018 Çarşamba

Şizofreni

 ŞİZOFRENİ
Düşünüş, duyuş ve davranışlarda önemli bozuklukların görüldüğü, hastanın kişiler arası ilişkilerden ve gerçeklerden uzaklaşarak kendi dünyasında yaşadığı, genellikle gençlik yaşlarında başlayan bir ruhsal hastalıktır.
Başlangıç yaşına gelince şizofreni genellikle 15-40 yaş sınırları arasında çoğunlukla 18-25 yaşlarında her çeşit psikolojik zorlanmayla başlayabilir. Hastalığın başlangıcı erkeklerde en sık 15-28 kadınlarda ise 25-35’dir.
Kadınlarda başlangıç yaşı daha geç olmakta ve erkeklere göre daha iyi bir gidiş göstermektedir. Şizofreni hastalarında yaşam süresi genel toplumdan %20 oranında daha kısa bulunmaktadır.
Şizofreni; Hezeyanlar ve halisinasyonlar olarak bilinen psikotik semptomlardan fonksiyonel bozulmalara kadar geniş ve değişik şekillerde görülen, kronik ve sıklıkla relapslarla seyreden bir rahatsızlıktır.
Hastalık öncesi kişilik ve uyuma bakarsak şizofrenik hastalar hastalık öncesi genellikle içedönük, sessiz, arkadaşı az, yalnızlığı seven tuhaf, güvensiz ve ilgileri sınırlı kişilerdir.

14 Aralık 2014 Pazar

ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ

ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ
1. Etkin Katılım (Aktivite - İş - Yaparak Yaşayarak Öğrenme)
            Bir öğrenci öğrenme sürecinde ne kadar çok duyu organını kullanırsa öğrenmeler o kadar kalıcı ve etkili olur. Kullanılacak etkinliklerin özellikle ''yaparak yaşayarak öğrenme'' temelli olması gerektiği sonucuna ulaşabiliriz. Etkin katılımın temel alındığı sınıflarda demokrasinin de uygulandığını görmekteyiz.
Örnek: Öğrencilerin birbirlerine soru sormalarına ve birbirlerini eleştirmelerine fırsat vermek.
            Öğretmenlerin sözel uyarıları  ve dışsal güdülenme, öğrencilerin katılımını artırmada yeterince etkili değildir. Öğrenciler sürece ilgi ve isteklerinin artmasıyla katıldıkları için etkin takılımın yükselmesi öğrencilerin öğrenme sürecine daha fazla duyu organı ile katılmasıyla gerçekleşir.
2. Öğrenciye Görelik (Düzeye Uygunluk - Hazır bulunuşluk - Öğretimi Bireyselleştirme)
            Bireysel farklılıkları dikkate almak, öğrencilerin işlenilen konuya ilişkin sahip olduğu bilgileri belirlemesi, öğrencilerinin cinsiyetlerine göre onlara ödül verilmesi, öğrenme sürecinde farklı teknik ve araçlardan yararlanması  öğrenciye görelik (düzeye uygunluk) ilkesiyle açıklanır.
Örnek: Bir annenin tüm çocuklarının farklı damak tatlarının olduğunu dikkate alması gibi.
3. Yaşama Yakınlık (Hayatilik)
            Hayatilik ilkesi içerikte ve öğrenme sürecinde öğrenciye verilen bilgilerin öğrencinin günlük yaşamda kullanabileceği özellikte olması hayatilik ilkesiyle doğrudan ilişkilidir.
Örnek: Yenilenen eğitim programlarında çağdaş yaklaşımların benimsenmesiyle birlikte öğretim sürecinde öğrencilere evrensel bilgilerin öğretilmesinden çok onların kullanılabilir bilgiler edinmleri önem kazanmıştır.
4. Somuttan Soyuta
            Piaget, bireylerin gördüklerini ve dokunabildiklerini daha kolay öğrendiğini vurgulamış, öğretmenlerimizde bu bilgi doğrultusunda soyut özellik gösteren sayıları somut yaşantılarla  ve sayacağımız nesnelere dokunmamızı sağlayarak gerçekleştirmiştir.
Örnek: İlkokul birinci sınıf öğrencilerine '' Birbirinizin kalbini kırmayın.'' şeklinde öğütler veren bir öğretmenin onların bunu anlayamayacağını dikkate alarak onlara, daha somut örnekler içeren çizgi filmler izletmesi daha

20 Mayıs 2014 Salı

Sonsöz

SONSÖZ
            Yirmi saat süren stajıma ilk olarak okul gözlemiyle başladım. Okul gözlemini çok uzun bir süre yaptım. Bahçede ki banklardan birine oturdum ve bahçeyi inceledim. Öğrenciler için sakıncalı ya da faydalı olduğunu düşündüğüm şeyleri not aldım. Daha sonra okulun içine girerek okulun iç  yapısını da gözlemledim.
           Haftada iki saat ise sınıf gözlemi yaptım. Sınıfın en arkasında, pencere kenarında ki sırada oturarak sınıfı ve öğretmeni gözlemledim. Öğrencilerin dikkatini dağıtabilecek durumları, sınıfın fiziki yapısını, öğretmenin davranışlarının öğrenciler üzerindeki olumlu ya da olumsuz etkilerini gözlemledim.
          Sınıfta etkinlik yapma konusunda zaman sıkıntısı yaşadım. Etkinliğimi sınıfta bulunan on bir öğrenciye uyguladım. Kızların erkeklere oranla bu etkinlikte daha başarılı olduklarını gördüm. Kızların ergenlik dönemine erkeklerden daha önce girmelerinden dolayı daha erken olgunlaştıkları için uyguladığım envanterde daha başarılı olduklarını gördüm.
           Stajımın yirmi saat olması benim için çok kısa bir zamandı. Okul gözleminde fazlasıyla zaman geçirdiğim için sınıf gözlemine daha kısa bir zaman ayırmak zorunda kaldım. Daha uzun bir staj sürem olsaydı benim için çok faydalı olacaktı. Kendime birçok şey katabileceğimi düşünerek başladığım stajımda, istediğim verimi bu sebeple alamadım ve çok etkili bir staj dönemi geçirdiğime inanmamaktayım.
            Öğretmen ve öğrencilerin beni karşılaması konusunda beklentilerim karşılandı. Rehber öğretmen bana her konuda çok yardımcı oldu ve öğrenciler ise bana yakın davrandılar. Okulda çalışan personeller öğrencilere çok sevecen ve yakın davranıyorlar. Aynı şekilde bana da fazlasıyla ilgili ve cana yakın davrandılar. Personeller sorunlarımı onların kendi sorunlarıymış gibi ilgi ve alakayla çözmeye çalıştılar. Bende görevime başladığım zaman çalışacağım kurumda işlerine gereken önemi veren öğrencilere ve öğretmenlere bu denli saygılı ve sevecen davranan personellerle çalışmayı çok isterim.

            Staj dönemim sona erdi ve göreve başladığımda beklentilerimi karşılamayı ümit ediyorum kendime daha çok şey katıp öğrencilerime gerçek anlamda faydalı olacağıma inanıyorum. Benim üzerimde emeği geçen tüm öğretmenlerime teşekkür ediyorum. 

Önsöz Örneği

ÖNSÖZ
Öğretmen bir babanın oğlu ve ailesinde birçok öğretmen olan bir kişi olarak on beş yıllık öğrencilik hayatımda her zaman öğretmenlerime fazlasıyla saygı duydum.
Öğrenciliğimin son dört yılını bende bu mesleğe sahip olmak için çabalayarak geçiriyorum. Mezun olmama, görevime ve mesleğime başlama zamanıma giderek yaklaştığım için çok heyecanlıyım. Kendime ve bilgi birikimime inancım tam fakat kendime daha çok şey katma arzusu olan biriyim. Herkes gibi sahip olacağım mesleğimde çok iyi olmak istiyorum. Görev ve sorumluluklarımın bilinciyle mezun olacağım.
Mesleğime adım adım yaklaştığım bu dönemde Girne Amerikan Kolejinde stajyer öğretmen olacağım için ekstra bir heyecanım vardı. İlk defa bir okula öğrenci olarak değil öğretmen olmaya çok az zamanı kalmış bir öğretmen adayı olarak gidecek olmak ayrıca bir mutluluk yaratıyordu. “Acaba öğrenciler nasıldı? Bana nasıl davranacaklardı?  Ne ile karşılaşacaktım? ”Aklımda hep bu sorular vardı.
Okul rehber öğretmeniyle tanışacaktım ve stajyer öğretmen olarak yapmam gerekenleri öğrenecektim. Aklımdaki tüm sorulara cevap bulacağımı ve rahatlayacağımı biliyordum. Biraz endişe, mutluluk ve fazlasıyla heyecan vardı içimde fakat kendimi çok iyi hissediyordum.

Tüm hayatım boyunca bana destek olan, bu okula, bu bölüme gelmemi sağlayan aileme sonsuz teşekkür ediyorum.

Okul Gözlemi

OKUL GÖZLEMİ

Girne Amerikan Koleji 26 Mart 2014 tarihinde Çarşamba günü okul gözlemi yaptım. Okul gözlemi boyunca okulun birçok eksikliklerini ve artılarını gördüm.
İlk olarak okulun girişlerinden başlamak istiyorum. GAÜ kolejinin dört girişi var. Girişlerde nöbetçi öğrenci veya güvenlik bulunmuyordu. Küçük bir çocuk okuldan çıkıp gitse kimse farkında olmayacak. O çocuğa dışarıda bir zarar gelse okulun kendisini savunabileceği hiçbir güvenlik önlemi alınmamış.
Okulun kapılarından geçtikten sonra kişinin nereye geldiğini belirten bir tabela (GİRNE AMERİKAN KOLEJİ) bulunmuyor.
Gözüme çarpan bir diğer konu ise, okulu çevreleyen taş duvarlar oldu. Taş duvarlara okulun dışından bakınca kaliteli görünüyor ve göze güzel hitap ediyor. Fakat dikkatli bakınca o taş duvarların yanında birinci, ikinci ve üçüncü sınıf öğrencilerinin koşturup oyun oynadıklarını gördüm ve bu da çocuklar için çok tehlikeli. Taş duvarların arkasına biraz daha esnek olan teller yerleştirilse öğrenciler için daha az tehlike içeren bir yere dönüşebilir.
Girne Amerikan Kolejinin bahçesine baktığımda yere serili yapay çim gözüme çarptı. Bu, görünüş açısından okulu daha güzel gösteriyor. Yeşil rengi insana huzur verir ve ortamda daha rahat kalmasını sağlar. Öğrencilerin takılıp düşme durumunda, taş zemine göre biraz daha koruyucudur fakat o yapay çimin üzerinde çakıl taşları bulunuyor. Öğrenciler bu çimde yatıyorlar, oynuyorlar. Bu yüzden çakıl taşlarının düzenli olarak temizlenmesi gerekiyor.
Bahçede gezerken daha çok arka tarafta çöp kutuları dikkatimi çekti. Gerçekten çok fazla çöp kutusu koyulmuş. Çevreye karşı duyarlılık kazandıracak bir çalışma ve bunun öğrencilere temizliği aşılayacağına inanıyorum.
Çöp kutularına bakarken yorulduğumu hissettim ve bir yerde oturdum. Öğrencileri gözlüyordum. Öğrenciler on dakikalık araya çıkmışlardı. Bahçede piknik masası tarzı ve iki üç kişinin oturabileceği banklar bulunuyor. Piknik masasında öğrencilerin daha rahat ve olumlu iletişim kurabildiklerini gördüm. Az olan piknik masalarını biraz daha artırabilirsek öğrencilerin iletişim düzeylerini bir kademe daha artırabiliriz.
Arka bahçede kantin bulunuyor. Kantinin görüntüsü beni çok rahatsız etti. Kantin çalışanları parmaklıkların ardında, öğrenciler küçük bir aradan ellerini uzatıp para veriyor ve para üstlerini geri alıyorlar.
Okulun bahçesinin büyüklüğü, mevcut öğrenci sayısına göre yeterli görülüyor. Okul bahçesinde bir halı saha, bir oyun parkı, iki basketbol potası vardır. Yani öğrencilerin keyifli vakit geçirebileceği birçok imkâna sahiptir. Fakat şöyle bir durum var; basketbol potaları karşı karşıya değil. Karşılıklı olmaması öğrencilerdeki mücadele duygusunu azaltılacaktır. Ki sınıf gözlemi yaparken fark ettiğim bir şey de öğrencilerin hırs yönünden eksik olduklarıydı.
Bahçede Atatürk büstünün arkasında üç tane bayrak direği bulunuyor. Fakat hiç birinin üstünde bayrak asılmamış.
Okulun içine girince ise ilk önümüze gelen bölüm resepsiyondur. Resepsiyonda çok kalifiyeli bir elaman çalışıyor. Yaşına göre oldukça enerjik, her yere yetişebilen, güler yüzlü, iletişimi oldukça iyi olan bir bayan. Kısacası resepsiyona gelince insan kendisini evine gelmiş gibi hissediyor.
Resepsiyondan çıktıktan sonra karşımıza iki adet akvaryum çıkıyor. Bu akvaryumların küçük yaştaki öğrencilere hayvan sevgisini aşılamakta iyi bir başlangıç olabileceğini düşünüyorum.
Okulun merkezinin; yani resepsiyonun yanı, akvaryumların karşısı, merdivenin olduğu yer baya karanlık ve ışıklandırılması çok kötü. Birey oradan geçerken kendini boşluğa düşmüş gibi hissediyor.
Yaş olarak küçük öğrencilerin birinci sınıf, ana sınıfı vs. dersliklerinin birinci kat olması onlar için çok iyi olmuş. Çünkü merdiven çıkmak ya da inmek zorunda değiller. Bu da onları düşme ve yaralanmalara karşı koruyor. Eğer bu çocuklar neden düşer derseniz şöyle açıklayabilirim; motor kasları tam olarak gelişmediği için kollarına bacakların çok hâkim olmazlar.
Birinci sınıf öğrencilerinin koridoru çok güzel. Çantalarını asmak için askılıklar yapılmış. Bu da sınıftaki düzeni koruyor. Bir dikkatimi çeken husus ise birinci sınıfın koridorunda muazzam tablo, pano, resim, el işi gibi görsele hitap eden objeler var. Okulu gözlemlerken en keyif aldığım yer olduğunu söyleyebilirim.

Okulun en büyük sorunu ise kütüphanenin olmamasıdır. Küçük bir okuma odası yapılmış ve bırakılmış.