Girne Amerikan Koleji 26 Mart 2014 tarihinde Çarşamba
günü okul gözlemi yaptım. Okul gözlemi boyunca okulun birçok eksikliklerini ve artılarını
gördüm.
İlk olarak okulun girişlerinden başlamak istiyorum.
GAÜ kolejinin dört girişi var. Girişlerde nöbetçi öğrenci veya güvenlik
bulunmuyordu. Küçük bir çocuk okuldan çıkıp gitse kimse farkında olmayacak. O
çocuğa dışarıda bir zarar gelse okulun kendisini savunabileceği hiçbir güvenlik
önlemi alınmamış.
Okulun kapılarından geçtikten sonra kişinin nereye
geldiğini belirten bir tabela (GİRNE AMERİKAN KOLEJİ) bulunmuyor.
Gözüme çarpan bir diğer konu ise, okulu çevreleyen
taş duvarlar oldu. Taş duvarlara okulun dışından bakınca kaliteli görünüyor ve
göze güzel hitap ediyor. Fakat dikkatli bakınca o taş duvarların yanında
birinci, ikinci ve üçüncü sınıf öğrencilerinin koşturup oyun oynadıklarını
gördüm ve bu da çocuklar için çok tehlikeli. Taş duvarların arkasına biraz daha
esnek olan teller yerleştirilse öğrenciler için daha az tehlike içeren bir yere
dönüşebilir.
Girne Amerikan Kolejinin bahçesine baktığımda yere
serili yapay çim gözüme çarptı. Bu, görünüş açısından okulu daha güzel
gösteriyor. Yeşil rengi insana huzur verir ve ortamda daha rahat kalmasını
sağlar. Öğrencilerin takılıp düşme durumunda, taş zemine göre biraz daha
koruyucudur fakat o yapay çimin üzerinde çakıl taşları bulunuyor. Öğrenciler bu
çimde yatıyorlar, oynuyorlar. Bu yüzden çakıl taşlarının düzenli olarak
temizlenmesi gerekiyor.
Bahçede gezerken daha çok arka tarafta çöp kutuları
dikkatimi çekti. Gerçekten çok fazla çöp kutusu koyulmuş. Çevreye karşı
duyarlılık kazandıracak bir çalışma ve bunun öğrencilere temizliği
aşılayacağına inanıyorum.
Çöp kutularına bakarken yorulduğumu hissettim ve bir
yerde oturdum. Öğrencileri gözlüyordum. Öğrenciler on dakikalık araya
çıkmışlardı. Bahçede piknik masası tarzı ve iki üç kişinin oturabileceği
banklar bulunuyor. Piknik masasında öğrencilerin daha rahat ve olumlu iletişim
kurabildiklerini gördüm. Az olan piknik masalarını biraz daha artırabilirsek
öğrencilerin iletişim düzeylerini bir kademe daha artırabiliriz.
Arka bahçede kantin bulunuyor. Kantinin görüntüsü
beni çok rahatsız etti. Kantin çalışanları parmaklıkların ardında, öğrenciler
küçük bir aradan ellerini uzatıp para veriyor ve para üstlerini geri alıyorlar.
Okulun bahçesinin büyüklüğü, mevcut öğrenci sayısına
göre yeterli görülüyor. Okul bahçesinde bir halı saha, bir oyun parkı, iki
basketbol potası vardır. Yani öğrencilerin keyifli vakit geçirebileceği birçok
imkâna sahiptir. Fakat şöyle bir durum var; basketbol potaları karşı karşıya
değil. Karşılıklı olmaması öğrencilerdeki mücadele duygusunu azaltılacaktır. Ki
sınıf gözlemi yaparken fark ettiğim bir şey de öğrencilerin hırs yönünden eksik
olduklarıydı.
Bahçede Atatürk büstünün arkasında üç tane bayrak
direği bulunuyor. Fakat hiç birinin üstünde bayrak asılmamış.
Okulun içine girince ise ilk önümüze gelen bölüm
resepsiyondur. Resepsiyonda çok kalifiyeli bir elaman çalışıyor. Yaşına göre
oldukça enerjik, her yere yetişebilen, güler yüzlü, iletişimi oldukça iyi olan
bir bayan. Kısacası resepsiyona gelince insan kendisini evine gelmiş gibi
hissediyor.
Resepsiyondan çıktıktan sonra karşımıza iki adet
akvaryum çıkıyor. Bu akvaryumların küçük yaştaki öğrencilere hayvan sevgisini
aşılamakta iyi bir başlangıç olabileceğini düşünüyorum.
Okulun merkezinin; yani resepsiyonun yanı,
akvaryumların karşısı, merdivenin olduğu yer baya karanlık ve ışıklandırılması
çok kötü. Birey oradan geçerken kendini boşluğa düşmüş gibi hissediyor.
Yaş olarak küçük öğrencilerin birinci sınıf, ana
sınıfı vs. dersliklerinin birinci kat olması onlar için çok iyi olmuş. Çünkü
merdiven çıkmak ya da inmek zorunda değiller. Bu da onları düşme ve yaralanmalara
karşı koruyor. Eğer bu çocuklar neden düşer derseniz şöyle açıklayabilirim;
motor kasları tam olarak gelişmediği için kollarına bacakların çok hâkim
olmazlar.
Birinci sınıf öğrencilerinin koridoru çok güzel.
Çantalarını asmak için askılıklar yapılmış. Bu da sınıftaki düzeni koruyor. Bir
dikkatimi çeken husus ise birinci sınıfın koridorunda muazzam tablo, pano,
resim, el işi gibi görsele hitap eden objeler var. Okulu gözlemlerken en keyif
aldığım yer olduğunu söyleyebilirim.
Okulun en büyük sorunu ise kütüphanenin olmamasıdır.
Küçük bir okuma odası yapılmış ve bırakılmış.